Nazim Hikmet

Anasayfa Kara Kitap Beyaz Kitap Ali Osman Seymen Nazim Hikmet O.Veli Kanik Sairlerin Resimleri ihsan Yüce Siirlerinizi Burada Paylasin iletisim

Nazım Hikmet Ran

                    Nâzım Hikmet Ran (d. 15 Kasım 1901, nüfusta kaydı 15 Ocak 1902, Selanik - ö. 3 Haziran 1963, Moskova) Türk şair ve oyun ve senaryo yazarı ve yönetmen. Lakabı "Mavi Gözlü Dev" veya "Güzel Yüzlü şair"dir. Yasaklı olduğu yıllarda Orhan Selim, Ahmet Oğuz, Mümtaz Osman ve Ercüment Er adlarını da kullandığı olmuştur. Hatta İt Ürür Kervan Yürür kitabı Orhan Selim imzasıyla çıkmıştır. Türkiye'de serbest nazımın ilk uygulayıcısı ve çağdaş Türk şiirinin önemli isimlerindendir. Uluslararası bir üne ulaşmış ve adı 20. yüzyılın ilk yarısında yaşamış olan dünyanın en büyük şairleri arasında anılmıştır. Eserleri birçok dile çevrilmiştir. Mezarı halen Moskova'da bulunmaktadır. Türkiye Komünist Partisi (TKP) üyesi olup ayrı ayrı toplam 11 davadan yargılanmıştır. Eserleri birçok ödül almıştır. Türkiye'deki yaşamının çoğunu hapiste geçirmiş daha sonra Moskova'ya gitmiştir. 1951 yılında Türk vatandaşlığından çıkarılmış, 2009 yılında geri alınmıştır. Nazım Hikmet, 1938'de cezaevine girmiş ve şiirleri yasaklanmıştır. Türkiye'de ancak ölümünden iki yıl sonra 1965'te şiirleriyle yeniden önem kazanmıştır.
           
Üslubu ve Başarıları
               İ
lk şiirlerini hece ölçüsü ile yazmaya başlamasına rağmen içerik bakımından diğer hececilerden uzaktı. Şiirsel gelişimi arttıkça hece ölçüsü ile yetinmemeye ve şiiri için yeni formlar aramaya başladı. Sovyetler Birliği'nde yaşadığı ilk yıllar olan 1922-1925 arası bu arayış doruğa çıktı. O dönemdeki birçok şairden farklıydı. Hece ölçüsünden ayrılarak Türkçenin vokal özellikleri ile harmoni oluşturan serbest ölçüyü benimsedi. Şiirlerinden birçoğu Fuat Saka, Volkan Konak, Grup Yorum, Ezginin Günlüğü ve Zülfü Livaneli gibi sanatçılar tarafından bestelendi. Ünol Büyükgönenç tarafından özgün birşekilde yorumlanmış olan küçük bir kısmı ise 1979'da "Güzel Günler Göreceğiz" ismiyle kaset olarak çıktı. Birkaç şiiri ise Yunan besteci Manos Loïzos tarafından bestelendi. Ayrıca bazı şiirleri Yeni Türkü'nün eski üyesi Selim Atakan ve Cem Karaca(Çok Yorgunum) tarafından bestelenmiştir. Ayrıca Fuat Saka'nın da biri Demir Gökgöl ile olmak üzere iki adet Nazım Hikmet şiirlerinin bestelendiği şarkıları içeren albümü vardır.

En güzel deniz:
Henuz gidilmemiş olanıdır...
En güzel çocuk:
henüz büyümedi.
En güzel günlerimiz:
henüz yaşamadıklarımız.
Ve sana söylemek istediğim en güzel söz:
Henüz söylememiş olduğum
sözdür...

Yine De Iyimserlik

kardesim
sonu tatliya baglanan kitaplar yollayin bana
ucak sag salim inebilsin meydana
doktor gulerek ciksin ameliyattan
kor cocugun acılsın gozleri
delikanli kurtarilsin kursuna dizilirken
birbirine kavussun yavuklular
dugun dernek yapilsin hem de
susuzluk da suya kavussun
ekmek de hurriyete
kardesim
sonu tatliya baglanan kitaplar yollayin bana
onlarin dedigi cikacak
eninde de sonunda da...

Yine Sana Dair

Sende, ben, kutba giden bir geminin serguzestini,
sende, ben, kumarbaz macerasini kesiflerin,
sende uzakliği,
sende, ben, imkansizligi seviyorum.

Gunesli bir ormana dalar gibi dalmak gozlerine
ve kan ter icinde, ac ve ofkeli,
ve bir avci istihasiyla etini dislemek senin.

Sende, ben, imkansizligi seviyorum,
fakat asla umitsizliği degil...

iyimserlik

Siirler yazarim
basilmaz
basilacaklar ama

Bir mektup beklerim mujdeli
belki de oldugum gun gelir
mutlaka gelir ama

Ne devlet ne para
Insanin emrinde dunya
belki yuz yıl sonra
olsun
mutlaka bu boyle olacak ama

Sen

sen esirligim ve hurriyetimsin,
çıplak bir yaz gecesi gibi yanan etimsin,
sen memleketimsin.

Sen ela gözlerinde yesil hareler,
sen buyuk, guzel ve muzaffer
ve ulasildikça ulasilmaz olan hasretimsin...

insan

Ya hayrandir sana
ya dusman
Ya hic yokmus gibi
unutulursun
Ya da bir dakka bile
cikmazsin akildan

Yasamaya Dair - I

Yasamak sakaya gelmez,
buyuk bir ciddiyetle yasayacaksin
bir sincap gibi mesela,
yani, yasamanın dısında ve otesinde hicbir sey beklemeden,
yani butun isin gucun yasamak olacak.

Yasamayi ciddiye alacaksin,
yani o derecede, oylesine ki,
mesela, kollarin bagli arkadan, sirtin duvarda,
yahut kocaman gozluklerin,
beyaz gomleginle bir laboratuvarda
insanlar için olebileceksin,
hem de yuzunu bile gormedigin insanlar icin,
hem de hic kimse seni buna zorlamamisken,
hem de en guzel en gercek seyin
yasamak oldugunu bildigin halde.

Yani, oylesine ciddiye alacaksin ki yasamayı,
yetmisinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,
hem de oyle çocuklara falan kalir diye degil,
olmekten korktugun halde olume inanmadigin icin,
yasamak yani agır bastigindan.